Koç Holding, her yıl 25 Şubat’ta, kurucusu Vehbi Koç’u anarken aynı zamanda onun vasiyeti olan Vehbi Koç Ödülü’nü de yeni sahibiyle buluşturuyor. Bu yıl Vehbi Koç’u, kendi sesinden, alamet-i farikası olan ölçülü üslubuna yakışacak yalınlıkta bir filmle hatırlatmak istedik.
Türkiye’de sanayinin kuruluşuna olduğu kadar toplumsal kalkınmaya yaptığı katkılarla da tanınan Vehbi Koç’un hayata bakışı, iş felsefesi ve yaşam tarzı her zaman ilgi çekti, pek çok insana esin kaynağı oldu. O’nun, Ankara’daki küçük bir dükkândan ülke ekonomisinin %10’una yön verdiği günlere nasıl geldiği, kritik adımları atarken nasıl karar aldığı pek çok filme ve kitaba konu oldu.
1996 yılındaki vefatının üstünden uzun yıllar geçmiş olsa da Vehbi Koç’un kendine has düşünceleri yeni kuşakları etkilemeyi sürdürüyor. Bu yılki Vehbi Koç Ödül Töreni’nde onu ve fikirlerini hatırlatmak için alışıldık yöntemlerin dışına çıktık ve teknolojinin sunduğu yeni imkanlardan yararlanarak mütevazi ama etkili bir film yapmanın yolunu aradık.
Vehbi Koç’un daha önce verdiği röportajlardan kalan ses kayıtlarını bir araya getirdik. Kayıtları stüdyoda temizleyerek yeniden kurguladık. Onun memleket meselesini ele alma şekline, sanayiye ve yeni nesillere bakma biçimine dair cümlelerini anlamlı bir bütün oluşturacak şekilde yeniden bir araya getirmek, onu değilse de fikirlerini yeniden canlandırmak gibiydi. Bu süreçte fark ettik ki, Vehbi Koç’u “anmak” demek, onu “anlamak” demek.
